14 Ocak 2010 Perşembe

Kokuşmuşluğa Devam




“Nerde kalmıştık” diye bakıyor filmin sonunda kötü adam*ın gözleri. Hadi kokuşmuşluğa kaldığımız yerden devam edelim.

Bir film şaheser olma yolundan neden döner. Çünkü bu yol o kadar da tekin değildir. Çünkü sistem bunu söyler. Sisteme karşı çıkacaksanız bile bunu adabıyla yapmalısınız ki alacaklarınız (hasılatınız) etkilenmesin. Beslendiğiniz kültürün bünyenize zerk ettiği kadardır karşı durunuz.

Buraya kadar söylediklerimden anlaşılacağı gibi “Law Abiding Citizen” çok sıkı bir anti-kahraman filmi olabilecekken gereksiz gereksinimlerinden dolayı bu yola giremiyor. Adam öldürmek bir suçtur… Ve suç işlemek kötüdür… Mutlaka cezalandırılmalıdır! İşte öfkemin patladığı nokta. Son 10 dakikaya kadar son derece zeki kurgularla yarattığınız kahramanımızı hangi hakla klişelere kurban edersiniz. Maskesiz bir "V" olacakken Clyde Shelton’ı nasıl ahmakça yok edersiniz?

Mesele oldukça sıradan. Adamın karısı ve kızı katledilir. Sonra haliyle adalet, hak – hukuk, vs. adam gibi işlemez ve taşlar yerini bulmaz. Açıkta kalan boşluğu doldurmak -dahası yepyeni bir tahta- için adamımız kollarını sıvar. Tam da bu andan itibaren hikâyedeki kimi varyasyonlara takılmazsınız. Nedir bu varyasyonlar? Böylesi öykülerde Hollywood öyküye siyah-beyaz’ı yerleştirecekse mağdur ya da sistemle derdi olana siyahı, asıl kahramana ise beyazı yerleştirir. Bunu yapmayan film en başta hepimize eşit hukuk-suzluk- diyerek derdinin sistemle olduğunu deşifre ediyor. Ardı sıra yapılan ataklarla da bu adamın derdi intikam almak değil der izleyici filmin kötü adam*ının aksine. Israrla karanlık bir filme meyleden öyküyü yönetmenin (F.Gary Gray karanlık öykülerin yönetmeni değildir) ısrarla karanlıktan kaçırışı sayesinde "L.A.C.", özde benzeşmese de "Se7en" gibi çok sevdiğimiz filmler arasına giremiyor. Film; suçsuz insanları öldüren bir anti-kahramanı cezalandırmak yerine, başka bir son hazırlayacak cesareti giyinemiyor. Üstüne üstlük bunu, ana karakterin üzerine tam anlamıyla oturan bir giysisi mevcutken yapamıyor...

Oyunculuklara gelecek olursak iyi adam ve kötü adamın kim olduğu ciddi bir muallak olan filmimizde son dönemde (romantik-komedi’lerini saymazsak –P.S. I Love You hariç-) rüştünü fazlasıyla ispat eden Gerard Butler'ın Clyde Shelton performansı kendi filmografisinde en sağlam basamak olarak yer alacaktır. Jamie Foxx ise olsa da olurmuş olmasa da...

*Kötü Adam: Savcı...

0 hissiyat: